Kültür Araştırmaları Dergisi’nin 19. Sayısında, Ayça Kılıçoğlu Kıvrak, Mehtap Özden ve Yahya Han Erbaş’ın yazarları olduğu bir çalışma yayımlandı.
‘’Kültürel Okuryazar mıyım? Bir Ölçek Geliştirme Çalışması’’, adlı çalışma kapsamında eğitim fakültelerindeki öğretmen adaylarının kültürel okuryazarlık durumları ile ilgili bir araştırma gerçekleştirildi. Yapılan analizlere göre kültürel yeterlilik, kültürel farkındalık, kültürel bilginin inşası olmak üzere 3 alt boyuta ulaşıldı. Araştırmanın tutarlılık seviyesi ise 98 olarak belirlendi.
Kültür, Ziya Gökalp’ın tanımına göre bir milletin maddi ve manevi tüm unsurlarını içerir. Antropologlar da kültürü sonradan öğrenilen ve sonraki nesle aktarılan tüm süreçler olarak ifade eder. Günümüzde bilgiyi kullanma, edinme ve yönetme önemli hale gelmiştir. Yaşam boyu gelişimimizin devam etmesi için, okuryazarlık karşımıza çıkmaktadır.
Okuryazarlık halk arasında okuma yazma durumu olarak bilinse de kapsamı son derece geniştir.
Maine’e göre Okuryazarlık için “belirli bir alandaki yetkinliği tanımlayıp konu hakkında yetkili ve bilgili olmadır’’.
Okuryazar bireyler ise, analiz etme, konu üzerinde düşünme ve üretme becerisine sahip olurlar. Kültürel okuryazarlık da okuryazarlığın bir türüdür. Kişinin kendi tarihi ve geçmişinin farkında olmasıyla başlar.
Kültürel okuryazarlık kendi kültürünü, diğer kültürlerin değer, gelenek ve inançlarındaki benzerlik ve farklılıkları anlayabilmek ve takdir edebilme yeteneğidir.
Günümüzde kültürel okuryazarlığı ön plana çıkaran en önemli faktörlerden biri de, kültürel yozlaşmadır.
Kolaç, bunu şu sözlerle ifade eder; “Küreselleşme rüzgârının hızlı bir şekilde estiği ve ulusal kültüre yöneldiği günümüzde ulusal kültüre, halk kültürüne bilinçle yaklaşma, koruma sorumluluğu her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır.’’
Öğretmen Adayları ile Araştırma
Bu kapsamda ülkemizin batısında yer alan bir üniversitenin eğitim fakültesindeki 232 öğrenci ile bir araştırma yapılmıştır. Kültürel okuryazarlık için bir güven ölçeği geliştirmek isteyen araştırmacılar, elde ettikleri sonuçları son derece güvenli bulmuştur.
Öğretmen adaylarının kültürel okuryazarlık seviyesi yeterli bulunmadı;
‘’Elden edilen sonuçlara göre, uluslararası arenaya göre ulusal düzeyde kültürel okuryazarlık kavramının istenilen düzeyde olmadığı görülmüştür. Bu yüzden kültürel okuryazarlık konusuna önem verilmeli ve bu alanda yapılan çalışmalara ağırlık verilmesi önemli görülmektedir. Kültürel okuryazarlık eğitiminin önemi, kültür aktarımında eğitim faktörünün göz ardı edilmemesi gerçeğini karşımıza çıkarmaktadır. Tüm bunlardan yola çıkarak öncelikle eğitim alanında çalışan akademisyen ve eğitim fakültesi öğrencilerinin kültürel okuryazar olarak donanımlı olmaları gerekli görülmektedir. Böylece kültürüne sahip çıkan, farklı kültürlere değer veren bireyler yetiştirilecek ve kişilerin kültürel okuryazarlıkları gelişecektir.’’ ifadeleri yer almıştır.
Durumun bu şekilde olması, sosyoloji ve sosyal antropoloji derslerinin lise düzeyinde daha etkili verilebilir mi sorusunu beraberinde getirmiştir.