Meb Haber

Özel Sektör’de Çalışan Öğretmenlere Yargıtay’dan Kötü Haber

Türkiye’de özel sektörde kayıtlı çalışan 179.895 ücretli öğretmeni doğrudan ilgilendiren bir Yargıtay kararı alındı. Yüksek Mahkeme özel okulda çalışan öğretmenlerin mesailerinin okulda bulunduğu süreye göre değil, girmiş olduğu ders sayısına göre hesaplanması gerektiğini hükmetti.

Abone Ol

Ülkemizde geçtiğimiz gün açıklanan çalışan öğretmen rakamlarına göre kayıtlı olarak 179.895 özel sektör öğretmenin olduğu bildirildi. Bu sayısının kayıt dişi ile çok daha arttığı tahmin edilmekte. Yaklaşık 200 bin öğretmeni doğrudan ilgilendiren bir Yüksek Mahkeme kararı verildi. Yargıtay, zümre başkanı öğretmenlerin yalnızca girdikleri ders sayısına göre mesai alabileceklerine hükmetti.

Özel bir okulda Almanca öğretmeni olarak çalışan K.L., ücretini alamadığı gerekçiyle istifa etti. İş Mahkemesi’ne giderek dava açan öğretmen, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti, hafta sonu çalışma ücreti, zümre başkanlığı ücreti, eğitim öğretim ödeneği ve yabancı dil tazminatı olmak üzere çeşitli ödemelerin yapılmasını istedi. Temyize giden dava Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nde görüldü.

Emsal karar şu şekilde;


"Uyuşmazlıkta, mahkemece hükme dayanak alınan raporda davacının haftalık 45 saati geçen çalışması olmadığı değerlendirilerek bu alacak talebinin yerinde olmadığı belirlenmiştir. Davalı özel okulda Almanca öğretmenliği yapan davacının ücretlendirilmesi ders saati üzerinden gerçekleşmektedir. Davacı, sözleşmesinde belirlenen haftalık ders saatinden daha fazla sayıda derse girdiğini iddia etmemiş, okulda kaldığı sürenin haftalık 45 saati aştığı iddiasıyla fazla mesai ücretine hak kazandığını iddia etmiştir. Hatta 5 sene branşında zümre başkanı olarak görevlendirilmesi sebebiyle ders sayısının azaltıldığını ancak okulda bulunma süresinin arttığını ileri sürmüştür. Davacının iddiasının aksine şehirde bulunan özel okullarda eğitimin tam gün sürmesi sebebiyle öğlen 1 saat yemek arası verilmesi yerleşik bir uygulama olup, davalı okulda aksi yönde uygulama olduğuna dair bir delil de bulunmamaktadır. Dosya çerçevesine göre davacının fazla mesai ücret talebinin reddi gerektiği anlaşılmakla, yazılı şekilde kabule dair verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Davacının Almanca zümre başkanı olarak ek ücret talebine dayanak bir sözleşme ya da işyeri uygulaması bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacının davalı işyerinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı farklı bir okul tarafından kendisine ek ücret ödendiğine dair sunduğu ücret bordrosuna dayanılarak hesaplama yapılan rapor çerçevesinde alacağa hüküm olunması da isabetli değildir. Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden bozulmasına oy birliği ile karar verildi."