Eğitim İş İzmir Şubeleri, yaz saati uygulamasını protesto etti. İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Sevda Ketenci, “Ülkenin bulunduğu coğrafi konuma göre yapılması gereken saat düzenlemesinin siyasi iktidarın bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde inatla yerine getirmemesi sonucunda gün ışığına göre planlanmayan ders saatleri, karşılanmayan okul ve derslik ihtiyacı, inatla sürdürülen kalıcı yaz saati uygulaması eğitimi ve çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir” dedi.
Karanlıkta Okula Gidiyorlar
Türkiye genelinde yaz uygulaması nedeniyle öğrencilerin karanlıkta okula gitmelerini protesto eden Eğitim İş İzmir Şubeleri üyeleri, bugün Karşıyaka Çarşı girişinde eylem yaptı. Eğitimciler adına açıklama yapan Eğitim İş İzmir 2Nolu Şube Başkanı Sevda Ketenci açıklamalarda bulundu;
"Eğitim gün ışığında olmalı, günün aydınlanması ile başlamalı kararması ile bitmeli. Eğitimi ve çalışma saatlerini gün ışığına göre planlamayan AKP, 2016’dan beri hayatımıza soktuğu kalıcı yaz saati uygulamasıyla da özellikle kış mevsiminde, tüm ülkeyi karanlığa mahkum etmiştir. Ülkenin bulunduğu coğrafi konuma göre yapılması gereken saat düzenlemesinin siyasi iktidarın bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde inatla yerine getirmemesi sonucunda gün ışığına göre planlanmayan ders saatleri, karşılanmayan okul ve derslik ihtiyacı, inatla sürdürülen kalıcı yaz saati ygulaması eğitimi ve çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir. Bu plansızlık ve inat sebebiyle çocuklarımız, daha günün ağarmadığı saatlerde yollara düşmek zorunda kalmaktadır.
Yaz Saati Uygulaması Ekonomiyi de Vurdu!
Açıklamalarına devam eden Sevda Ketenci ekonomi anlamında da yaz saati uygulamasının kötü yönde etkilediğini söyledi;
Gün ışığına göre planlanmayan çalışma saatleri ve kalıcı yaz saati uygulaması ekonomiyi de vurmaktadır. Yanlış ekonomi yönetimi nedeniyle krizin eşiğine getirilen Türkiye ekonomisi bilimsel olmayan bu uygulama nedeniyle darbe yemektedir. Günün karanlığa mahkûm edilen ilk saatlerinde hem ısınma hem aydınlanma için enerji tüketilmekte, enerjide dışa bağlı hale getirilen ülkemiz için bu tüketim, milli sermayenin de erimesini beraberinde getirmektedir. Ayrıca yurttaşların ezici bir çoğunluğu barınma ve fatura giderleri altında ezilirken, bu saat uygulaması yüzünden mecburi kılınan fazladan enerji tüketimi, hanelerin yükünü daha da artırmaktadır. Karanlık yüzünden mecbur bırakılan bu tüketim aracılığıyla halk daha da yoksullaşırken yandaş enerji firmaları zenginleşmekte, ekonomik adaletsizlik derinleştirilmektedir.