Konuşmalarda birçok konuda açıklamalar yapıldı. Dikkat çeken bir konuda yurt dışında yaşayan öğrencilerimizin ana dilini öğrenmesi de önemli olduğu, bununla ilgili projeler geliştirildiği kaydedildi. İşte tüm açıklamalar…
Görkemli ve Anlamlı Öğretmenler Günü Kutlaması!
BERLİN Büyükelçisi Ahmet Başar Şen himayesinde Büyükelçilik Eğitim Müşavirliği ve Başkonsolosluk Eğitim Ataşeliği öncülüğünde düzenlenen etkinliğe çok sayıda öğretmen ile öğrenci ve veliler katıldı. Büyükelçi Ahmet Başar Şen, Başkonsolos İlker Okan Şanlı, Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşavir Vekili Prof. Erdal Tanas Karagöl’ün hazır bulunduğu etkinlik, yaşamlarını kaybeden öğretmenler için yapılan saygı duruşu ve hep birlikte okunan İstiklâl Marşı ile başladı. Ardından Prof. Karagöl ile en genç öğretmen Berrin Keçeci, selamlama konuşması yaptılar. Daha sonra Büyükelçi Şen ve Başkonsolos Şanlı günün anlam ve önemini içeren konuşmalarını yaptılar. Konuşmalardan sonra etkinlik Berlin Başkonsolosluğu Müzik ve Türk Kültürü Ders öğretmenleri ile Berlin Türk Musikisi Konservatuvarı sanatçılarından oluşan karma koronun verdiği konserle devam etti.
Ulusları Kurtaracak Olan Yalnız Öğretmenlerdir
Büyükelçi Ahmet Başar Şen’de anlamlı bir konuşma gerçekleştirdi. İşte o konuşma;
Büyükelçi Ahmet Başar Şen, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ulusları kurtaracak olan yalnız öğretmenlerdir” sözüne atıfta bulundu, öğretmenlere çok önemli görevler düştüğünün altını çizdi: “Siz değerli öğretmenlerimizin yetiştirdiği nesiller, yarın ülkemizi şekillendirecek asli unsurlardır. Özellikle yurt dışında görev yapan öğretmenlerimize çok büyük görevler düşüyor. Bilimsel araştırmalar, ana dillerini iyi öğrenen çocukların diğer dilleri daha kolay öğrendiklerini ve eğitim hayatlarında daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Biz, derslerimizin içeriklerinin ne kadar zengin olduğunu, Türkçeyi ve kültürümüzü yeni nesillere anlatmaktan başka bir gayesi olmadığını çok iyi biliyoruz, ancak belki de yeterince anlatamıyoruz. Berlin’de Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerimizce ücretsiz olarak bu derslerin verildiğinden haberdar olmayan veliler maalesef hâlâ var. Yine üzülerek söylüyorum, derslerimize içerikleri itibariyle başka başka ve hayali anlamlar yükleyerek uzak duran okul müdürlerinin, Alman dostlarımızın da sayısı hiç az değil. Bu noktada, belki on yıllardan beri sürdürülen kıymetli çabalara ilave olarak, yeni bir iletişim stratejisi üzerinde de çalışmalıyız. Kaybedecek zamanımız yok. Türkçemizi yaşatmak için hepimiz çaba göstermeliyiz.”